Hamilelik anne adaylarının fiziksel, ruhsal, cinsel hayatında pek çok değişim yaşamalarına neden olan benzersiz bir süreçtir. Değişen hormonlar anne adaylarının günlük yaşamını pek çok yönden etkiler. Cinsel yaşamda da gebeliğin etkisiyle değişim yaşanabilir. Gebelik sürecini ve gebelikte cinsel hayatı her yönden sağlıklı bir şekilde yönetmek için güvenilir kaynaklardan elde edilen doğru bilgilerle hareket etmek oldukça önemlidir. Peki, gebelikte cinsellik nasıl olmalıdır? Hamilelikte cinsel yaşamın olumsuz etkileri var mıdır?
Hamilelik 9 ay süren uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta anne adayının cinsel isteğinde dönemsel olarak azalma ya da artış görülebilir. Hormonal dengenin değişmesiyle beraber farklı faktörler de bu durumda etkili olabilir. Hamilelik dönemine alışan ve adapte olan anne adaylarının isteklerinde artış görülebilirken ilerleyen aylarda rahmin ve bebeğin büyümesiyle birlikte cinsel birlikteliğin bebeğe zarar verebileceği düşüncesi, cinsel istekte azalmaya yol açabilir. Bununla birlikte kilo almaya ve fiziksel görünümü değişmeye başlayan anne adaylarının artık güzel ve çekici olmadığı düşüncesine kapılması; ağrı, sancı, uyku, bulantı, kaygı, yorgunluk gibi gebeliğin getirdiği bazı zorluklar da çiftler arasındaki yakınlaşmayı olumsuz yönde etkileyebilir.
Gebeliğin seyrinde herhangi tıbbi bir sorun söz konusu değilse cinsel yaşama ara verilmesine lüzum görülmez. Hamileliğin başlangıcından son 4 haftaya kadar eşlerin cinsel birliktelik yaşamalarında sakınca yoktur. Bununla birlikte uzman hekimin onayının olması son derece önemlidir. Zira, gebelikte cinsel yaşamın sakıncalı olduğu bazı tıbbi durumlar yaşanabilir. Gebelikte cinsel yaşamın yanı sıra eşlerin birbirine zaman ayırması, duygusal bağı koparmaması; sevgi, şefkat ve ilginin canlı tutulması da son derece önemlidir.
Sağlıklı bir şekilde ve normal seyrinde ilerleyen bir gebelikte cinsel ilişki, düşük ya da erken doğum gibi durumlara neden olmaz. Özellikle gebeliğin ilk dönemlerinde yaşanan cinsel birlikteliğin düşüğe neden olduğu düşünülse de bunun tıbbi bir dayanağı yoktur. Hamileliğin ilk aylarında yaşanan düşüğün genellikle gebeliğin seyrine ya da kromozomal sorunlara bağlı olarak geliştiği bilinir. Birliktelik esnasında meme başının uyarılması sonucu, doğumun başlamasında etkili olan oksitosin hormonu salgılanır. Bununla beraber salgılanan miktar, genellikle doğumun başlamasına neden olacak boyutta olmaz. Ejakülasyon sıvısında yer alan “prostaglandin” adı verilen bileşenlerin ise rahim kasılmalarına sebep olduğu bilindiğinden genellikle son haftalarda cinsel birliktelik önerilmez.
Gebelik döneminde cinselliğin yaşanmasında çoğu zaman sakınca görülmese de cinsel yaşamın kısıtlandığı bazı durumlar da söz konusudur. Hamilelikte cinsellikten kaçınılması gereken durumlar şöyle sıralanabilir:
Tüm bu sıralanan durumlarla beraber çoğul gebelik ve tüp bebek gibi erken doğum riskinin daha fazla yaşandığı gebeliklerde de uzman hekimin görüşünün alınması son derece önemlidir. Her gebelik özeldir ve kendine has durumları içinde barındırır. Bu nedenle gebeliğin rutin takibi sırasında uzman hekimin önerilerine uymak ve uyarılarını dikkate almak anne ve bebek sağlığı açısından önem taşır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.